fbpx

Kanal Tedavisi ve Dolgu Yapılan Diş Neden Ağrır?

Kanal Tedavisi ve Dolgu Yapılan Diş Neden Ağrır?

Kanal tedavisi ve dolgu yapılan diş neden ağrır? Sinirleri alınmış dolgulu diş neden ağrır? Başarısız kanal tedavisi ne zaman belli olur? Kanal tedavisi olduğu halde diş neden ağrır? Sinirleri alınmış diş ağrır mı?

Diş sağlığı, bireylerin hem estetik hem de fonksiyonel yönden yaşam kalitesini etkileyen çok önemli bir faktördür. Ağız ve diş bakımının ihmal edilmesi, ilerleyen dönemlerde farklı diş problemleri ile karşılaşmaya sebep olabilir. Özellikle kanal tedavisi ve dolgu yapılan diş gibi yaygın prosedürler, çoğu zaman ağrıyı gidermek veya dişin kaybedilmesini engellemek için uygulanır. Ancak bu tedavi yöntemleri bazen tam tersi bir duruma dönüşebilir ve tedavi sonrasında ağrı şikayetleri hissedilebilir. Bu durum, diş hekimliği alanında oldukça önemli bir sorundur ve hastalar tarafından sıklıkla merak edilen bir konudur.

Bir dişin sinir ve damar dokusunun bulunduğu pulpaya kadar ilerlemiş çürüklerde veya travma sonrası dişin canlılığını kaybettiği durumlarda, tedavi aşamasında genellikle kanal tedavisine başvurulur. Kanal tedavisi sırasında dişin içindeki enfekte ya da hasar görmüş pulpalar temizlenir ve kanal boşluğu doldurularak dişin yeniden kullanıma kazandırılması amaçlanır. Bununla birlikte kanal tedavisi yapılmış dişte veya sinirleri alınmış diş olarak da tabir edilen durumlarda bazen ağrı, hassasiyet ya da apse oluşumu gibi istenmeyen semptomlar görülebilir. Aynı şekilde dolgu yapılan diş süreçlerinde de, doğru uygulanmamış tedavi teknikleri ya da hastanın ağız bakımına dikkat etmemesi sonucunda ağrı şikayetleri ortaya çıkabilir.

Bu yazıda, “Kanal Tedavisi ve Dolgu Yapılan Diş Neden Ağrır?” sorusunu etraflıca ele alacağız. Öncelikle tedavinin nasıl gerçekleştiğine, hangi aşamalardan geçtiğine ve tedavi sonrası ağrının oluşma sebeplerine değineceğiz. Sonrasında merak edilen diğer önemli başlıkları da inceleyerek, sinirleri alınmış dolgulu diş neden ağrır, başarısız kanal tedavisi ne zaman belli olur, kanal tedavisi olduğu halde diş neden ağrır ve sinirleri alınmış diş ağrır mı gibi noktaları detaylandıracağız.

Randevu için iletişime geçebilirsiniz.

(212) 541 45 41
(212) 541 45 40
(552) 603 40 30

Kanal Tedavisi ve Dolgu Yapılan Diş Neden Ağrır?

Dişlerdeki çürükler veya travma kaynaklı hasarlar, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen ağrılara yol açabilir. Eğer çürük, dişin en iç tabakası olan pulpaya kadar ilerlemişse, diş sinirleri ve kan damarları zarar görmeye başlar. Bu noktada dişi kurtarmanın en yaygın ve etkili yolu, kanal tedavisi olarak bilinir. Kanal tedavisi, dişin içindeki hasarlı veya enfekte pulpaların temizlenmesi, ardından kanal boşluğunun doldurulup sızdırmaz bir şekilde kapatılmasını içerir. Öte yandan daha yüzeysel çürüklerde, dişin sinirlerine ulaşmayan hasarlar söz konusuysa ya da kanal tedavisine gerek olmayacak durumlarda, dolgu yapılan diş prosedürü ile diş onarılmaya çalışılır. Ancak her iki tedavi yönteminde de bazen ağrı şikayetleri ortaya çıkabilir.

Bu ağrıların oluşmasının çeşitli sebepleri bulunmaktadır. İlk olarak, kanal tedavisi veya dolgunun doğru şekilde uygulanmaması sorunu öne çıkar. Eğer temizlenmesi gereken bakteriler tamamen yok edilmediyse ya da kanal dolum malzemesi yetersiz veya hatalı yerleştirildiyse, dişte yeniden enfeksiyon oluşması ihtimali yüksektir. Böyle bir durumda tedaviden sonra birkaç gün içinde, hatta bazen haftalar veya aylar sonra şiddetli ağrı hissedilebilir. Hastanın ağız bakımına dikkat etmemesi, sinirleri alınmış dolgu sonrası hekimin önerilerini yerine getirmemesi de bu süreci hızlandırır.

Bir diğer önemli faktör, başarısız kanal tedavisi durumudur. Bazen kanallara ulaşmak zordur veya kök kanalların sayısı beklenenden fazla olabilir. Eğer ek kanallar gözden kaçırılır veya kanalda tam temizlik sağlanamazsa, bakteriler diş kökü çevresinde çoğalmaya devam eder. Bu da diş eti, çene kemiği gibi dokulara yayılabilecek apselere zemin hazırlayabilir. Hatta sinirleri alınmış diş olarak bilinen, tamamen kanal tedavisi görmüş bir dişin çevresindeki dokularda da iltihap meydana gelebilir. Ağrı, diş kökünün etrafındaki dokuların iltihaplanmasına bağlı olarak zonklama, basınç hissi veya ısırma sırasında rahatsızlık şeklinde hissedilir.

Diğer taraftan, dolgu yapılan diş sonrasında oluşan ağrı da hafife alınmamalıdır. Dolgu malzemesi yüksek yapıldığında, dişe binen basınç artar ve bu basınç zaman içinde çiğneme sırasında dişin yapısına zarar verebilir. Aşırı basınç, dişin sinir dokusunu ve çevre periodontal dokuları etkileyerek ağrıya yol açabilir. Ayrıca bazı hastalar, dolgudan sonra kısa süreli bir hassasiyet ya da hafif ağrı hissedebilir; bu durum normal kabul edilir ancak ağrının şiddeti giderek artıyorsa ya da haftalar boyunca geçmiyorsa mutlaka bir diş hekimine tekrar başvurmak gerekir.

Bunların yanı sıra tedavi sonrası sürecin yönetimi de ağrının sebepleri arasında yer alır. Eğer hastalar, kanal tedavisi veya dolgu sonrası hekimin tavsiyelerine uymazlarsa, tedavinin başarısız olma riski yükselir. Ağız hijyenine özen göstermemek, düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı ihmal etmek, sert gıdalarla dişe aşırı yük bindirmek veya kontrol randevularını aksatmak gibi durumlar, ağrı şikayetini artırabilir. Özellikle tedaviden sonra ilk birkaç gün çok sert veya aşındırıcı yiyeceklerden kaçınılması, doktorun önerdiği ilaçların düzenli kullanılması ve yapılması gereken kontrollerin ihmal edilmemesi önem taşır.

Kanal tedavisi ve dolgu yapılan diş neden ağrır? sorusu pek çok farklı sebebe bağlı olabilir. Bunlar arasında eksik veya hatalı uygulama, tedavi sonrası bakıma dikkat edilmemesi, dişin anatomik yapısındaki farklılıklar ve ek enfeksiyonlar başlıca etkenlerdir. Tedavinin başarısını korumak ve uzun dönem sorunsuz bir kullanım sağlamak için düzenli kontrol, etkili ağız bakımı ve erken müdahale kilit noktalar olarak öne çıkar.

Sinirleri Alınmış Dolgulu Diş Neden Ağrır?

Sinirleri alınmış dolgu, genellikle derin çürük ya da travma sonucunda kanal tedavisi uygulanan ve ardından dolgu ile kapatılan dişler için kullanılır. Normalde kanal tedavisinden sonra dişin içindeki sinir dokusu ve enfekte doku artık temizlenmiş olduğu için ağrı hissi beklenmez. Ancak uygulanan işlemin türüne, hekim tecrübesine, dişin anatomik yapısına ve hastanın bakım alışkanlıklarına bağlı olarak “sinirleri alınmış dolgulu diş”te bile bazen ağrı yaşanabilir.

Bu durumu açıklayan ilk sebep, tedavi sonrasında diş çevresinde oluşan geçici tahriş veya iltihaptır. Kanal tedavisi sırasında kullanılan aletler, ilaçlar ve dolgu malzemeleri diş kökünün ucundaki dokulara temas ederek hafif bir inflamasyona neden olabilir. Bu inflamasyon genellikle birkaç gün içinde azalır, ancak hastanın doku iyileşmesi uzun sürüyorsa, ağrı daha uzun bir süre kendini gösterebilir. Bunun dışında kök ucunda kalan minik kanal artıkları ya da gözden kaçan mikro kanallar ağrıyı tetikleyen bir başka unsurdur.

İkinci bir etmen de başarısız kanal tedavisi ihtimalidir. Kanal tedavisi prosedürü oldukça titizlik gerektirir. Dişin sahip olduğu kanal sayısı, kanalların eğrilik derecesi ya da kanalların birbirlerine bağlanan yan dalları olabilir. Eğer bu detaylar göz ardı edilirse veya teknik yetersizlik nedeniyle tüm kanallar tam anlamıyla temizlenemezse, kanalda kalan bakteriler zamanla çoğalır ve dişi yeniden enfekte eder. Bu tip bir enfeksiyon, tedavi tamamlandıktan haftalar ya da aylar sonra ortaya çıkabilir. Sinirleri alınmış diş olarak düşünülen bölgeden kaynaklanan zonklayıcı ağrı, çene kemiğine ve hatta kulak bölgesine kadar hissedilebilir.

Bir diğer neden ise dişin üzerine yapılan dolgunun yüksek kalması ya da uygun yerleştirilmemesidir. Eğer dolgu, çiğneme yükünü doğru dağıtamazsa, dişe aşırı basınç biner. Bu basınç zamanla diş kökünde veya çevre dokularda ağrıya ve hatta kemiğin zedelenmesine yol açabilir. Aşırı basınç, dişi sinirleri alınmış olsa bile etkilemeye devam eder çünkü dişin çevresinde sinir dokuları ve periodontal bağlar bulunmaktadır. Bu nedenle dolgudan sonra dişte yükseklik veya çiğneme sırasında hassasiyet fark edilirse hemen bir diş hekimine başvurmak önemlidir.

Ağrının bir başka kaynağı, kanal tedavisi sonrasında diş etrafında gelişebilecek kist veya apse oluşumudur. Eğer bakteriler tam olarak temizlenememişse veya yeniden kontaminasyon olmuşsa, diş kökünün ucunda iltihaplanma ve sıvı birikimi gerçekleşebilir. Zamanla bu sıvılar apse oluşturarak kemiğe baskı yapar ve kişinin şiddetli ağrı yaşamasına sebep olur. Bu durumda genellikle ağrı zonklayıcı özellik taşır ve gece daha çok hissedilir.

Hastanın genel ağız sağlığı alışkanlıkları da sinirleri alınmış dolgulu diş neden ağrır? sorusuna yanıt verebilir. Eğer kişi ağız bakımına yeterince özen göstermezse, dişle ilgili problemler sadece kanal tedavisi uygulanmış dişle sınırlı kalmayıp diğer dişlere de sıçrayabilir. Bu durumda ağız içinde sürekli bakteri ve plak birikimi söz konusu olduğundan, tedavi gören diş de tekrar enfeksiyona maruz kalabilir. Ayrıca sert ve kabuklu yiyeceklerin sıklıkla tüketilmesi, dişe gelen darbeler veya diş sıkma (bruksizm) gibi alışkanlıklar da siniri alınmış dişin etrafındaki dokulara zarar vererek ağrı oluşturabilir.

Tüm bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda, sinirleri alınmış dolgu uygulamasının ağrıya neden olmaması için en önemli adım, işlem esnasında ve sonrasında titiz bir yaklaşım sergilenmesidir. Hekimin uzmanlığı, kanal tedavisinin kalitesi, dolgunun doğru yüksekliğe ve uyuma sahip olması ile hastanın tedavi sonrasında ağız bakımına dikkat etmesi, ağrı riskini ciddi oranda azaltacaktır. Eğer yine de ağrı ortaya çıkarsa, vakit kaybetmeden diş hekimine başvurarak gerekli kontrolleri yaptırmak ve tekrarlayan tedavi veya ek müdahalelerle sorunu hızla çözmek önemlidir.

Başarısız Kanal Tedavisi Ne Zaman Belli Olur?

Başarısız kanal tedavisi, genellikle işlem sonrası dönemde veya aylar hatta yıllar geçtikten sonra ağrı, şişlik ya da hassasiyet şeklinde kendini gösterebilir. Her ne kadar kanal tedavisi çoğu durumda dişi çekimden kurtaran etkili bir yöntem olsa da bazı koşullar altında istenen sonuç elde edilemeyebilir. Bu başarısızlığın ne zaman ortaya çıkacağını öngörmek her zaman kolay değildir çünkü dişin ve hastanın durumuna göre büyük değişkenlikler görülebilir.

Tedavi tamamlandıktan sonraki ilk birkaç haftaya dikkat etmek gerekir. Eğer kanal içi temizliği yeterince iyi yapılmamışsa veya kanal dolgusu sırasında boşluklar kalmışsa, bakteriler yeniden aktifleşebilir. Dişin kök ucunda biriken bakteriler bölgesel iltihaba ve sonrasında ağrıya, şişliğe yol açar. Bu durum kısa sürede ortaya çıkabileceği gibi bazen yavaş ilerler, belirtiler birkaç ay sonra belirmeye başlar. Özellikle ısırma esnasında keskin bir ağrı ya da çevre diş etinde kızarıklık ve şişlik şeklinde fark edilebilir.

Sinirleri alınmış diş anatomisindeki beklenmedik varyasyonlar başarısızlığa neden olabilir. Bir dişin birden fazla kanalı veya gözden kaçabilen ek kanalları olabilir. Hekim, kanal sayısını eksik tespit ettiğinde ya da dar veya eğri kanallara gerektiği gibi ulaşamadığında, bu bölgelerdeki bakteriler canlı kalır. Böylece tedavi geçici olarak rahatlama sağlasa da uzun vadede enfeksiyon riski sürer. Aylar veya yıllar sonrasında ani bir ağrı atağı, şişlik veya dişin çevresinde kist oluşumu ile başarısız kanal tedavisi ortaya çıkabilir.

Ayrıca kanal tedavisi sonrasında dişin üst kısmının dolguyla veya uygun bir restorasyonla kapatılmaması ya da bu işlemin geciktirilmesi de sıkıntı yaratır. Dişin üst kısmı korumasız kaldığında bakteriler tekrar kanal içlerine sızabilir. Bu nedenle kanal tedavisi görmüş dişin, mümkün olduğunca kısa zamanda daimi dolgu ya da kron gibi bir restorasyonla korunması önerilir. Eğer bu koruyucu işlem yapılmaz veya yanlış uygulanırsa, başarısız kanal tedavisi belirtileri, dişin kırılması, iltihaplanması ya da sürekli bir hassasiyet şeklinde ortaya çıkabilir.

Başarısızlığı anlamanın bir diğer yolu da dişin kök ucunda veya çevre dokularında oluşan lezyonları takip etmektir. Diş hekimleri genelde tedaviden sonra belirli aralıklarla röntgen alarak dişteki iyileşmeyi izler. Eğer röntgende diş kökünün ucunda iyileşme yerine daha büyük bir karanlık alan (radyolüsent görüntü) tespit edilirse, bu da orada enfeksiyon ya da kist varlığını işaret edebilir. Bu şekilde semptom vermeyen enfeksiyonlar bile röntgen sayesinde tespit edilebilir. Zamanla büyüyen bu lezyonlar ilerleyen dönemde apseye dönüşür ve o noktada şiddetli ağrı hissedilebilir.

Tedavi başarısızlığının en belirgin işaretlerinden biri olan ağrı, çoğu zaman zonklayıcı, ısırma sırasında keskin bir sızı veya gece uykudan uyandıran düzeyde olabilir. Ayrıca diş etinde şişlik, dişin sallanması ya da yüzde asimetrik şişlik gibi fiziksel belirtiler de gözlemlenebilir. Eğer dolgu yapılan diş kanal tedavisi de görmüşse ve bu dişte sıcak-soğuk hassasiyeti devam ediyor ya da basınç altında şiddetli ağrı hissediliyorsa, mutlaka bir kontrol yapılmalıdır.

Başarısız kanal tedavisi ne zaman belli olur? sorusuna net bir zaman aralığı vermek mümkün değildir; birkaç günden birkaç yıla kadar uzayan bir süreçte belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle düzenli diş hekimi kontrolleri, ağız hijyeninin korunması ve dişte olağan dışı bir hassasiyet veya ağrı hissedildiğinde vakit kaybetmeden müdahale edilmesi gerekir. Eğer başarısızlık tespit edilirse, genellikle kanal tedavisinin yenilenmesi (retreatment) veya apikal rezeksiyon gibi cerrahi uygulamalarla dişin kurtarılması mümkün olabilir. Erken teşhis ve doğru tedavi yaklaşımı, dişi koruma şansını büyük oranda artırır.

Kanal Tedavisi Olduğu Halde Diş Neden Ağrır?

Bir dişe kanal tedavisi uygulanması, genellikle o dişteki sinir dokusunun çıkartılmasını ve enfekte ya da hasar görmüş bölgelerin temizlenerek yeniden doldurulmasını içerir. Doğru şekilde yapıldığında kanal tedavisi, söz konusu dişte oluşan ağrı ve hassasiyeti ortadan kaldırmasıyla bilinir. Ancak birçok hasta, “Kanal tedavisi olduğu halde diş neden ağrır?” sorusunu sıklıkla dile getirir. Bu durumun farklı nedenleri bulunabilir ve bazen birkaç faktör bir arada etki gösterir.

İlk neden, tedavinin tamamen başarıyla sonuçlanmamış olmasıdır. Kanal tedavisinin başarısı, dişin içindeki tüm kök kanallarının eksiksiz bir şekilde temizlenmesi, sterilize edilmesi ve sızdırmaz bir dolgu malzemesiyle kapatılmasına bağlıdır. Eğer kök kanallarından biri tespit edilememiş veya bakterilerin barındığı bir nokta atlanmışsa, orada yaşama devam eden mikroorganizmalar zamanla çoğalarak yeniden ağrıya, apselere ve iltihaplanmaya yol açar. Dişin anatomik yapısı bazen çok karmaşık olabilir; eğimli veya dar kanallar, yan dallar, hatta kanal içinde kalsifikasyonlar bu süreci zorlaştırabilir.

İkinci neden olarak, kanal tedavisi sonrasında hastanın bakım alışkanlıkları ve diş hekimi tavsiyelerine uygun davranmaması gösterilebilir. Ağız bakımı yetersiz olan, düzenli fırçalama ve diş ipi kullanımına özen göstermeyen hastalarda dişlerin yeniden bakteriyel saldırıya maruz kalma olasılığı yüksektir. Ayrıca tedavi sonrasında sert yiyeceklerle dişe fazla yük binmesi, kontrol randevularının ihmal edilmesi veya hekimin önerdiği ilaçların düzgün kullanılmaması da dişteki iyileşme sürecini sekteye uğratır.

Üçüncü bir faktör ise, dişin üst kısmındaki dolgu veya protez restorasyonun tam oturmaması ya da zamanla zarar görmesidir. Eğer kanal tedavisi yapılan diş, kaplama veya dolgu ile uygun şekilde korunmadıysa, dişin iç kısımlarına yeniden bakteri girişi mümkün hale gelir. Bu da dolgu yapılan diş kapsamında olsa bile, bakterilerin kanal içinde ilerleyip orada enfeksiyon oluşturmasıyla sonuçlanır. Dahası, restorasyon yüksek olduğu takdirde çiğneme basıncı artar ve diş kökünün etrafındaki dokular zarar görür; bu da ağrıya sebep olabilir.

Diş sıkma veya gıcırdatma (bruksizm) alışkanlığı da kanal tedavisi görmüş bir dişin ağrı kaynağı olabilir. Gece veya gündüz dişlerin bilinçsizce sıkılması, özellikle kanal tedavisi görmüş dişin kök etrafındaki dokularına aşırı basınç uygular. Sinirleri alınmış diş olsa bile etrafında periodontal ligament ve çene kemiği bulunur. Bu dokuların sürekli baskı altında kalması, iltihabi reaksiyonları artırarak ağrıya neden olabilir.

Bazı durumlarda ise ağrı, sadece diş kökünün değil çevre yumuşak dokuların ya da komşu dişlerin sorunlarından da kaynaklanabilir. Diş etlerinde, çene ekleminde veya komşu dişlerdeki problem yansıyan ağrı şeklinde kanal tedavisi gören dişte hissedilebilir. Bu nedenle kanal tedavisi olan dişte ağrı hissedildiğinde mutlaka kapsamlı bir muayene ve gerektiğinde röntgen incelemesi ile ağrının gerçek kaynağı belirlenmelidir.

Kanal tedavisi olduğu halde diş neden ağrır?” sorusunun yanıtı oldukça geniş bir yelpazeye yayılır. Başarısız veya eksik uygulama, hastanın ağız bakım rutinindeki eksiklikler, restorasyon hataları, diş sıkma gibi faktörler ağrının başlıca nedenleridir. Herhangi bir ağrı ya da rahatsızlık hissedildiğinde hızlıca bir diş hekimine başvurup problemi erken safhada çözmek dişin yeniden kurtarılma şansını yükseltir. Erken teşhis ve doğru tedavi sayesinde enfeksiyonun yayılarak daha büyük problemler oluşturmasının önüne geçilir ve hastanın konforu korunmuş olur.

Sinirleri Alınmış Diş Ağrır Mı?

Bir dişin kanalları temizlenip sinir dokusu alınarak kanal tedavisi uygulandığında, teorik olarak o dişte ağrı hissi oluşmaması beklenir. Çünkü dişin içinde ağrı hissini ileten sinir ağı artık bulunmaz. Ancak gerçekte sinirleri alınmış diş diye tabir edilen bu dişlerde de zaman zaman ağrı veya hassasiyet ortaya çıkabilir. Bu durum, ağrının kaynağının her zaman dişin içindeki sinirlerden kaynaklanmadığını gösterir.

Kanal tedavisi sonrası dişin çevresindeki dokularda (periodontal ligament, çene kemiği ve diş eti) hala sinir uçları bulunduğunu unutmamak gerekir. Dişe gelen basınç, travma veya iltihaplanma bu dokular üzerinden ağrıya yol açabilir. Özellikle tedaviden sonra dişin yükseklik ayarı doğru yapılmazsa, çiğneme kuvvetleri o dişe fazla yük bindirebilir. Yük binmesiyle oluşan stres, dişi çevreleyen bağ dokusunda ağrı ve hassasiyete sebep olur.

Kanal tedavisinin tam anlamıyla başarıya ulaşmaması halinde de ağrı ihtimali ortaya çıkar. Başarısız kanal tedavisi olarak adlandırılan bu durumda, dişin içinde veya kök ucunda bakteri kalmış olabilir. İyi sterilize edilmemiş ya da gözden kaçan yan kanallarda üremeye devam eden bakteriler, diş kökünün ucunda ya da etrafındaki dokularda enfeksiyon ve iltihaplanma yapar. Bu enfeksiyon bazen aniden ağrı şeklinde belirir, bazen de sinsi bir süreç içinde ilerleyerek kist veya apse oluşumu ile kendini belli eder.

Bir diğer husus ise komşu dişlerin ve çene yapısının durumu olabilir. Bazen kanal tedavisi gören dişe yakın bölgelerdeki dişlerde çürük, diş eti hastalığı ya da periodontal sorunlar bulunabilir. Bu sorunlar yayılabilir veya yansıyan ağrı şeklinde sinirleri alınmış diş üzerinde hissedilebilir. Benzer şekilde eklem rahatsızlıkları, kas ağrıları ve sinüsle ilgili problemler de ağız içinde farklı dişlerde ağrıya benzer yakınmalara yol açabilir. Bu gibi durumlarda dişin kendisi sorunsuz olmasına rağmen ağrı hissetmek mümkündür.

Ek olarak, diş sıkma (bruksizm) alışkanlığına sahip kişilerde siniri alınmış dişlerde de ağrı duyulabilir. Bruksizm, dişlere ve çene eklemine yüksek basınç uygular ve sürekli tekrarlanan bu basınç dişi çevreleyen dokuları tahriş eder. Sonuçta uyanıkken veya uyku sırasında oluşan diş sıkma aktiviteleri, dişte ağrı ya da sızı şeklinde kendini gösterir.

Diş etindeki çekilmeler, kök yüzeyinin açığa çıkması ve buna bağlı hassasiyetler de sinirleri alınmış dişlerde rahatsızlık yaratabilir. Her ne kadar dişin içindeki sinirler alınmış olsa da diş etindeki veya kök yüzeyindeki hassas reseptörler ağrıya benzer sızı sinyalleri gönderebilir. Yüzeysel bir hassasiyet hissi çoğunlukla sıcak-soğuk temasında ya da dişe dokunulduğunda rahatsız edici boyutlara ulaşabilir.

Sinirleri alınmış diş ağrır mı?” sorusuna verilebilecek yanıt, dişin direkt olarak değil ama çevre dokuların, eksik ya da hatalı uygulamanın veya komşu diş sorunlarının ağrı hissi oluşturabileceğidir. Eğer kanal tedavisi görmüş bir dişte ağrı, hassasiyet veya şişlik gibi belirtiler devam ediyorsa, mutlaka bir diş hekimine gidip gerekli kontrollerin yapılması önerilir. Erken teşhisle sorun tekrar tedavi edilebilir ve dişin işlevini daha uzun süre korumak mümkün olur.

Klinik Hizmetlerimiz

Uzm. Dr. Mert TOPBAŞI tarafından kurulan ve yönetilen Başakşehir ve Küçükçekmece Diş Kliniği, ağız ve diş sağlığı alanında kapsamlı hizmet anlayışıyla öne çıkan bir merkezdir. Kliniğin temel prensibi, her hastaya özel ve kişiselleştirilmiş yaklaşımlar sunarak, onların ihtiyaçlarına en uygun tedaviyi geliştirmektir. Gülüş estetiğinden ortodontik uygulamalara, kanal tedavisinden çocuk diş hekimliğine kadar geniş bir yelpazede hizmet veren ekip, teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek tedavileri ileri düzey cihaz ve yöntemlerle gerçekleştirir. Kliniğin hasta odaklı yaklaşımı, her aşamada detaylı bilgilendirme ve şeffaflık ilkesiyle birleşerek tedavi sürecinin konforlu ve güvenilir olmasını sağlar.

Kliniğin öne çıkan yönlerinden biri, ortodonti alanındaki uzmanlığıdır. Çapraşık dişleri düzeltmek, çene yapısındaki bozuklukları gidermek ve hastalara ideal bir gülüş kazandırmak için başvurulan Ortodonti tedavileri, uzman ekip ve ileri teknolojik cihazlar eşliğinde uygulanır. Geleneksel diş tellerinin yanı sıra Şeffaf Plak Tedavisi ve Lingual Ortodonti gibi modern yöntemler de kliniğin tedavi seçenekleri arasında yer alır. Böylece hem çocuklar hem de yetişkinler için kişiye özgü çözüm yolları sunmak mümkündür. Metal tellerin daha dayanıklı ve ekonomik alternatifi olan Metal Diş Teli, estetik kaygıları olanlar için tasarlanan Estetik Diş Teli ve kompleks durumlarda başvurulan Çene Genişletme tedavileri de merkezin uzmanlık konuları arasında bulunur.

Dijital diş hekimliğinin sunduğu yenilikler sayesinde, Dijital Ortodonti uygulamaları ile hastaların diş tedavi süreci önceden planlanabilir ve sonuçlar çok daha kısa sürelerde elde edilebilir hale gelir. Bu teknolojik altyapı, tedavilerin hassasiyetini artırarak hasta konforunu üst seviyeye taşır. Üstelik çene eklem rahatsızlıkları yaşayan hastalar için Çene Eklem Tedavisi de kliniğin uzmanlık alanları arasındadır. Çene eklemindeki ağrı, açma-kapama sırasında ses gelmesi, diş sıkma veya gıcırdatma sorunları kliniğin deneyimli ekibi tarafından değerlendirilerek, hastanın yaşam kalitesini yükseltecek tedavi planları oluşturulur.

Uzm. Dr. Mert TOPBAŞI Başakşehir ve Küçükçekmece Diş Kliniği’nde sadece ortodontik problemler değil, aynı zamanda kanal tedavisi, dolgu uygulamaları, diş beyazlatma, implant ve protez gibi kapsamlı diş hekimliği hizmetleri de verilir. Kliniğin önceliği, hastaların mevcut dişlerini mümkün olduğunca korumak, gerektiğinde ise en uygun tedavi seçeneğiyle kalıcı çözümler sunmaktır. Özellikle kanal tedavisi gibi hassasiyet ve uzmanlık isteyen uygulamalarda, mikro teknoloji ve dijital görüntüleme yöntemleri kullanarak başarı oranını yükseltmek amaçlanır. Hedef, sinirleri alınmış dolgu veya kanal tedavisi sonrası dişte ortaya çıkabilecek ağrı ve komplikasyon riskini en aza indirmektir.

Bunların yanı sıra, çocuklara yönelik pedodonti hizmetleriyle de ailelerin güvenle tercih ettiği bir merkez haline gelen klinikte, çocukların diş hekimine alışması ve korku geliştirmemesi için özel yaklaşımlar uygulanır. Kliniğin sakin ve rahatlatıcı ortamı, çocuklar kadar yetişkinlerin de tedavi sürecinde kendilerini güvende hissetmesini sağlar. Tedavi boyunca hastalarla kurulan açık iletişim, kaygılarını gidermeye ve tedavi hakkında şeffaf bilgi sahibi olmalarına yardımcı olur.

Modern, hijyenik ve hasta dostu bir ortama sahip olan Uzm. Dr. Mert TOPBAŞI Başakşehir ve Küçükçekmece Diş Kliniği, sürekli gelişimi hedefleyen kadrosu ve yenilikçi vizyonuyla tanınır. Her hasta için ayrı bir tedavi planı hazırlanarak, kişinin ağız ve diş sağlığına dair bütüncül bir yaklaşım geliştirilir. Bu yaklaşımın temelinde, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan en üst düzeyde sonuçlar elde etmek yer alır. Profesyonel ekibin düzenli olarak katıldığı seminerler ve eğitimler sayesinde, dünya standartlarındaki uygulamalar kliniğe entegre edilir.

Diş sağlığına önem veren herkesin güvenle başvurabileceği bir adres olan Uzm. Dr. Mert TOPBAŞI Başakşehir ve Küçükçekmece Diş Kliniği, geniş hizmet yelpazesi, teknolojik donanımı ve tecrübeli ekibiyle ön plana çıkar. Kanal tedavisi, dolgu, ortodonti, implant, estetik diş hekimliği ve çocuk diş hekimliği gibi pek çok alanda hastaların beklentilerini karşılayan çözümler sunar. Bu sayede hem işlevsel hem de estetik açıdan tatmin edici bir sonuç elde ederken, ağız ve diş sağlığına dair tüm gereksinimler için kapsamlı ve çağdaş bir tedavi süreci yaşama olanağı sağlar.

Randevu için iletişime geçebilirsiniz.

(212) 541 45 41
(212) 541 45 40
(552) 603 40 30

Başakşehir Ortodonti

Bakırköy Şeffaf Plak

Bakırköy Ortodonti

Florya Ortodonti

Başakşehir Şeffaf Plak

Başakşehir Ortodontist

Ataköy Ortodonti

Add Comment